Risk yönetimi yatırım hayatınızda en çok önem verdiğiniz konuların başında gelmelidir. Yatırımlarınız için oluşturacağınız tutarları, portföy dağılımınızı, alım veya satım yapacağını işlem hamlelerinizin belirlenmesinde size çok yardımcı olacaktır. Planlı hareket edebilmeniz için iç denetim unsurunu sağlayacaktır.
Öncelikle beklentilerinizi belirlemelisiniz. Bu beklentiler üzerine alınması gereken riskler tespit edilmelidir. Saptadığınız risklerin bütçenizi ve yaşantınızı ne düzeyde etkileyebileceği, finansal ve psikolojik anlamda ne düzeyde etki edebileceğini düşünmelisiniz. Beklentiler için alınması gereken riskler hayat akışınızı bozacak, bütçenizi zorlayacak ve psikolojik anlamda sizi strese sokabilecek düzeyde ise; beklentiler düşürülerek risklerden etkilenmeyeceğiniz seviyeye kadar makul beklentiler ile yatırım yapmalısınız.
Beklentilerin alınacak riske oranı mantık çerçevesinde alınan risklere değecek oranda olmalıdır. Örneklendirecek olursak kazanç beklentisinin 50.000 TL alınan riskin 10.000 TL olduğu durumda “ hedeflenen kazanç / riskler” oranı 5/1’dir. Makul bir oran olarak görülebilir. Fakat kazanç beklentisinin 10.000 TL, alınan riskin 50.000 TL olduğu durumda oran 1/5 gibi alınan riske değmeyecek bir oran ortaya çıkar.
Unutmayın savaşları meydanda değil, karargahta kazabilirsiniz, öyle ki bir şirketin hisse senedini almak günümüzde oldukça kolaydır. Fakat karlı bir şekilde satışını yapabilmek emek ve disiplin olmadığı sürece oldukça zordur. Bu çerçevede yatırım yapmadan önce mutlaka plan yapmalısınız. Bu durum borsada uzun vadeli yatırım yapan gerçek yatırımcılar için de kısa vadeli yatırım yapan yatırımcılar içinde geçerlidir.
Risk yönetimi için neler yapmalısınız?
Beklentilerin belirlenmesi
Yatırımcı mı, yoksa kısa vadeli yatırımcı mı olmak istediğinizi tespit etmelisiniz.
Yatırım yapmaya başlamadan önce hedef “kazanç / alınan riskler” oranının sorgulanması
Beklentileriniz doğrultusunda alınması gereken riskin bütçenize ve hayat akışınıza uygunluğu / eğer kaldıramayacağınız riskler ise beklentilerin düzenlenerek yeniden yatırım bütçesinin oluşturulması.
Yatırımcıysanız eğer doğru şirketin hisselerine yatırım yapmışsanız düşüşler sizi etkilemeyecektir. Fakat şirket başarılı bir şekilde işleyişine devam ettiği sürece sektörde/ülkede/dünyada bu işleyişe engel olabilecek bir durum yoksa vade koşulu olmadan yatırımcı olmuşsanız bekleyeceğiniz vadeye değecek seviyelere yükselişler erken ya da geç bir şekilde mutlaka yaşanacaktır.
Piyasalarda günlük, haftalık ya da aylık gibi farklı vadelerde fiyat odaklı işlemler yaparak devam etmek istiyorsanız mutlaka düşüşlerde bütçenizin risk yönetimi hesaplamasında uygun olan bir zarar durdur seviyesi belirlenmeli; bütçenizin zarar için tolerasyon seviyesi yüzde iki ise bu seviyenin altında yaşanan düşüşlerde zararla da olsa mutlaka pozisyonlarınızı kapatmalısınız. Bu sistemin ve işleyeşin daha sağlıklı ve başarılı devam etmesi için işlem yapmış olduğu aracı kurumlardan destek alınmalıdır, yatırımcılar kendileri kısa vadede alım satım seviyeleri belirlemelerinde yardımcı olacak teknik analiz konusunda kendilerini geliştirmelidir.
Genel olarak baktığımızda uygulanabilecek stratejiler yukarıda ki gibidir. Birçok farklı yöntem ve strateji varken, yukarıda bahsettiğimiz stratejiler genel olarak uygulanması gereken başlıca yöntemlerden bazılarıdır.
Yatırımcıları, yüzde 17 oranında yaşanan 12 işlem günü süren düşüş olumsuz bir etki yaratmayacaktır. Yatırımcılar fiyata değil şirketin işleyiş şekline odaklanacaktır. Kısa vadeli yatırımcılar içinse strateji doğrultusunda zarar durdur seviyesi belirlenerek çıkış noktası planlamış olduğu için bu düşüşten büyük ölçüde az zarar alarak pozisyonlarını sonlandıracaktır.
Risk yönetiminin yapılmadığı senaryolarda ise yatırımcının talihsizlik olarak değerlendirdiği yatırıma başlamış olduğu gün agresif bir düşüş ile zarar etmemek amacıyla bir süre pozisyonunu satmayarak beklemek istemesi, 12 işlem günü içerisinde düşüş devam edip geri çekilme oranı büyümüş iken bütçe ve psikolojik anlamda plan yapılmadığından ötürü belirsizliğin verdiği korku ile düşüşe göreceli yüksek bir zarar ile pozisyonun kapatılması durumu izlenir. Düşüşün sonlandığı ve dip seviyeye ulaşıldığı 29.09.2022 tarihinden sonra ise 53 işlem gününde yaklaşık yüzde 72 oranında yükseliş yaşanmıştır. Risk yönetimi ile planlı yatırımcılar her iki stratejide de daha karlı çıkmışlardır. Bu örnek tam aksi ihtimallerde de düşünülmeli, yalnızca yükseliş senaryosu değil, düşüşün sonlanacağı, daha fazla gerileme yaşanmayacağı gibi algıların olduğu durumlarda da kararları fiyat hareketine göre değil, risk yönetiminiz doğrultusunda stratejilerinizle verilmesi gerektiğinin ayırdına varmak oldukça önemlidir. Yükselişler ya da düşüşler devamlılık olarak asla sonsuz değildir, borsa ve ekonomi mantığı çerçevesinde piyasa algılarıyla fiyatların belirli döngüler içerisinde hareket ettiği unutulmamalıdır.
Özetleyecek olursak risk yönetimi adına finansal okuryazarlığın gelişmesi, farkındalığın artması adına çeşitli yollarla bilinç düzeyi artırılmalıdır. Yatırımcının yatırım stratejisi her ne olursa olsun, risk yönetimi planlanmadan adım atılmamalıdır.
Teşekkürler