Çoğunuz Bitcoin’i duymuşsunuzdur. Ek olarak da muhtemelen Bitcoin ve blockchain’in aslında ne olduğunu bile bilmiyorsunuzdur. Kimse bunun için sizi suçlamaz. Herkes Bitcoin’in ne olduğundan daha çok artan değeri veya son zamanlarda yaşadığı büyük düşüşten bahsediyor.
İnsanlar çok net iki öngörüde bulunuyor: Bitcoin, dünyada büyük bir devrime öncülük edebilir veya Hollanda’da yaşanan Lale Çılgınlığı’ndan bu yana yaşanan en büyük finansal darbe haline gelebilir. Her iki durumda da Bitcoin, son yıllarda kripto paradan satın alabilmek için insanların evlerini satmalarına kadar varan süreçlere geçerek değerini hızla katladı.
Peki, bu süreç neden bu kadar hızlandı? Her şey nasıl başladı? Bitcoin’in tuhaf geçmişini öğrenmek ve bu radikal gelecek hakkında daha fazla bilgiler alabilmek için Netflix’ten rahatlıkla izleyebileceğini Banking on Bitcoin belgeselini izlemeyi düşünmelisiniz.
En basitleştirilmiş tanımıyla, Bitcoin tamamen çevrimiçi olan sanal bir paradır. Tıpkı şu anda cebinizde olan herhangi bir para gibi Bitcoin’i istediğiniz kişilere gönderebilir ya da mal/hizmet satın alabilirsiniz. Daha çok banka kartlarında bulunan bakiyelerimiz gibi fiziksel olarak kağıt banknotlar yerine bakiyelerimizle alışveriş yapıyoruz. Buradaki ana yenilik, yapılan bu işlemleri blockchain isimli şifreli ve merkezi olmayan bir ağda tutuluyor olması, Bitcoin hesapları isimlere kayıtlı değildir. Ve her işlem şifreli yapılmaktadır bu da anonim olarak paramızı kullanabilmemizi sağlıyor.
Fakat bunun en önemli kısmı da merkezi olmayan blockchain ağının ve Bitcoin’in herhangi bir devlet, finansal kuruluş veya diğer merkezileştirilmiş otoritelerin desteğine ihtiyaç duymamasıdır.
Peki bu durum neden bu kadar önemli? Banking on Bitcoin belgeseli küresel finans sisteminin çöktüğü 2009 yılının Ocak ayı döneminde, Bitcoin’in ortaya çıktığını açıklıyor. Yakın geçmişte hisse senedi piyasaları çöktü. Devletlerin para birimleri işe yaramayacak hale gelenek kadar hiperenflasyona girdi. Şu an da bile birçok kişi ve ülkeler bu çöküşün verdiği hasaları tamamen ortadan kaldıramadı. İşte Bitcoin savunucularının görmemizi istediği şey de bu.
Belgeselde Bitcoin ütopyacılarından birçoğu, ülkelerdeki kripto paraların radikal potansiyeli hakkında bir şeyler söylüyor. Wall Street Journal’dan Michael Casey “Dünyadaki 2.5 milyar yetişkinin banka hesaplarına erişimi yok,” ve “Bitcoin veya diğer kripto para birimleri, bu insanları finansal sisteme sokma kapasitesine sahip” diyor.
Banking on Bitcoin, kripto paranın Cypherpunk hareketinden aldığı ilhama, Mt. Gox’un kayıplara karışmasına, bazı ütopik fikirlere ve gizli yaratıcı Satoshi Nakamoto isimli kişiye kadar pek çok konuyu eleştirel bir bakış açısıyla izleyicilere aktarıyor.