Dolar nasıl Dünya parası haline geldi

Dolar-nasıl-dünya-parası-olduı

Piyasalarda her şey, kâğıt paranın tarih sahnesine çıkmasıyla birlikte başladı.

7. Yüzyıl Çin’inde Tang hanedanının hükümdarlığı zamanında emanet senedi gibi ortaya çıktı. Madeni paralarını devamlı olarak yanlarında taşıma riskinden kurtulmayı isteyen tüccarlar, paralarını güvenilir insanlara emanet olarak bırakıyorlar ve karşılığında yazılı bir senet alıyorlardı.

Bu zaman içerisinde senetler arkalarına devir kayıtlıları ve mühürleri konularak, yani bir anlamda ciro edilerek, başkalarına devredilir duruma geldi. Böylelikle, malı alan kişi bunun karşılığında satıcıya bu emanet senedini devrettiğinde, emanetteki madeni para da el değiştirmiş oluyordu.

Çin’de tüccarlar arasında kullanılmaya başlayan kağıt paraların, madeni paralara göre üstünlüklerini fark eden merkezi hükümet, kağıt para basımını tekel olarak üstlenmeye karar verdi. 1120 yılı itibariyle de kağıt devlet parasını basmaya başladı. Çin’e giden Venedikli tüccarlar da, devlet garantisi ile basılan ve kolaylık sağlayan kağıt para fikrini batı bölgesine taşıdı. Böylelikle Avrupa bölgesi kağıt para ile tanışmış oldu.

İlk banknot terimi İtalyanlar tarafından, 14’üncü yüzyılda, Nota di Banco olarak kullanılmaya başlandı. İtalyan bankaları kendilerine emanet edilen madeni paralar karşılığında banknot düzenlediler. Söz konusu banknotlar elden ele dolaşarak, Çin’de olduğu gibi tüccarlar arasında kağıt para işlevi görmeye başladı.

İngiltere Merkez Bankası’nın (Bank of England) kurulmasından önce, altınlarını rehin edenlere altın tacirlerinin verdiği yazılı senetler kullanılmaya başlandı. Bu kağıtların el değiştirmesiyle birlikte karşılığı altın olan kağıt para doğmuş oldu. Bu tacirlerin giderek banka gibi çalışmaya yönelince, bunları yönetecek ve kağıt para basacak bir kurum ihtiyacı doğdu. Bununla birlikte Bank of England’in doğuşunda bir gelişme önemli bir rol oynamıştır.

Parada altın standardı dönemi başlıyor

19’uncu yüzyılın başlarında, kağıt paranın gitgide yaygınlaşmasıyla birlikte, İngiltere’de altın standartlarına geçildi. İngiliz sterlin, altına bağlı para olması nedeniyle genel olarak kabul gördü. Bir zaman sonra ise dünyadaki en önemli rezerv para haline geldi.

Altın standardı sistemi, ülkelerin, kendi kağıt paralarını belirli ağırlıkta saf altın olarak nitelemesiyle birlikte ortaya çıkmış bir sistemdir. Kağıt para ile altın arasında belirlenen bu değere, ‘parite’ deniyor.) Ulusal paranın değerinin belirlenen parti düzeyinde sürdürebilmesi, merkez bankasının bu pariteden isteyene altın satması veya kendisine getirilen altınları bu pariteden satın almasına manasına geliyor. (Kağıt paranın altına, altının da kağıt paraya sorunsuz çevrilebilmesine ‘konvertibilite’ denir.)

Altın standardındaki tüm ekonomiler kendi parasını belirli bir parite ile altına bağladığında, sisteme girmiş bulunan bütün ülkelerin paraları sabit kur üzerinden diğer paralara bağlanmış hale geliyordu. Bu durumda kurlar da, bu paritelere bağlı olarak belirleniyordu.

Bu sistem 20’nci yüzyıla kadar sorunsuz bir şekilde uygulandı. 1. Dünya savaşının ortaya çıkmasıyla birlikte ülkeler kendi merkez bankalarında tekel haline gelmeye başladı.

Burada kısaca altın standardının ortaya çıkışı ve paranın tarihine değindik şimdi ise asıl konumuz olan doların tarih sahnesine girişini ve nasıl rezerv para haline geldiğine bakalım.

Dolar tarih sahnesine çıkıyor

1944 yılında Bretton Woods’da toplanan IMF ile Dünya Bankası’nın kuruluşuna önderlik eden toplantıda kabul edilen yeni para sistemi sonrasında Amerikan Doları, altına konvertibilitesi olan tek para olarak kalmıştı. Doların altın karşılığı 35 dolar= 1 ons altın denkliğiyle açıklanmıştı. Bununla birlikte Amerikan doları altın karşılığı basılmaya devam etmişti. Bütün diğer ekonomiler, paraları için dolar karşısında açıkladıkları kur üzerinden dolaylı konvertibiliteye sahip hale geldiler.

Dünyadaki bütün ülkelerin altın karşılığını terk etmelerine rağmen doların altın karşılığında basılması, doların dünya çapında kabul görmesini sağladı. Bu gelişme sonrasında ABD ekonomisinin dünya ekonomisindeki büyüklüğü, dünya ticaret hacmindeki yeri ve küresel finans sistemindeki önemi de, doların altınla olan ilişkisi kadar etkili oldu. Dünyada merkez bankaları rezerv olarak altının yanı sıra dolar da tutar oldu. Zira dış ülkelerle alışverişte en çok kabul gören araç dolardı. Dolar öyle kabul gördü ki dünyanın her ülkesinde ülkenin parası kadar, hatta ondan bile fazla tercih edilir hale geldi.

Bu gelişmeler sonrasında petrol ve altın gibi çok önemli iki emtianın dolarla fiyatlandırılıyor olması da büyük katkı sağladı. Dolar zaten altın karşılığında basıldığı için, altının dolarla fiyatlandırılması zor olmadı. Petrolün dolarla fiyatlandırılması ise ABD’nin Körfez’de İngiltere’den aldığı hegemonik güç ve yine doların altın karşılığında basılıyor olmasıyla oluştu.


Vietnam Savaşı’nın yarattığı mali ve parasal sıkıntılarla bunalan ABD, 1971 yılında doların altın karşılığı olarak basılması ilkesini terk edince karşılıksız kağıt para basan ekonomiler arasına katılmış oldu. O zamana dek karşılıksız para basan ekonomiler, paralarını bir anlamda dolar üzerinde altınla ilişkilendirdikleri için, bu gelişmeden sonra dünyadaki tüm kağıt paralar karşılıksız kalmış oldu.

Madeni para, üzerinde yazılı değer kadar olmasa dahi değer taşır. Altın karşılığı kalmamış olan kağıt paraların üzerinde taşıdığı değere karşılık gerçek değeri ise sadece kağıt ve mürekkep değeridir. Bu tür paraya ise fiat para denir. Fiat, Latincede “Öyle olması gereken” anlamına gelir. Kağıt paraların altın karşılığı basılması ortadan kalkınca kağıt paranın üzerindeki değer, sadece hükümet ya da yasalar öyle söylediği için var olan bir değere büründü.

Uzun bir süre tek başına altın karşılığı taşıyan para olarak tedavül etmiş olmasının yarattığı itibarla beraber altın karşılığı kaldırıldıktan sonra bile dolar, sanki altın karşılığı varmış gibi dünyada kabul edilmeye devam etti.

Gelişme yolundaki çoğu ülkenin kendi parası yeterince güçlü olmadığında ya da sürekli değer kaybettiği için konvertibiliteye geçiş sonrasın insanların bir bölümü paralarını dolara çevirerek saklar duruma geldi. Buna da para ikamesi ya da dolarizasyon deniliyor. Fakat ulusal para dolara tercih edilmeye başlanmışsa, buna da ‘ters para ikamesi’ veya ‘de Dolarizasyon’ deniyor.

Ekonominin temel kurallarından birisi, talep artışının değer artışı oluşturmasıdır. Yani bir mala ne kadar çok talep varsa, o malın değeri o kadar artar.