Forex piyasası sağladığı avantajlarla son zamanlarda yatırım dünyasının parlayan yıldızı durumunda dikkatleri üzerine çekmeye devam eden forex piyasası, gerekli teknolojik alt yapıyı sağlayabilen aracı kuruluşlar ile birlikte Türkiye’deki yatırımcıların da ezberlerini bozan dünyanın en büyük piyasası Forex, sunduğu imkanlar ve enstrümanlar ile piyasa katılımcılarının ilgisini üzerinde toplamaktadır.
Günlük işlem hacminin boyutundan, analiz yöntemlerinin verim vermesine kadar birçok konuda yatırımcılar için kolaylıklar sağlayan forex piyasasının en dikkat çekici özelliklerinden bir tanesi, çift yönlü işlem fırsatı olarak gösterilir. Piyasanın sunduğu bu fayda, birçok yatırımcının gözünde forex piyasası değerlendirilmesi gereken bir piyasadır.
Forex piyasasında çift yönlü işlem avantajından bahsetmeden önce, borsa ve vadeli piyasalardaki benzer işlemlere göz atmak faydalı olacaktır. Forex piyasasında SELL, yani satış olarak adlandırılan pozisyon, diğer borsalarda “açığa satış” olarak adlandırılır. Pozisyon, yatırımcıya sahip olmadığı bir hisse senedini borç alarak, piyasada satmasına olanak tanımaktadır. Fiyatların düşmesi durumunda yatırımcı daha düşük fiyattan hisseyi geri satın alarak borcunu kapatabilmekte ve aradaki fiyat farkından da kar elde edilebilir.
Bununla birlikte, türev piyasalarda da, kontratlar üzerinden bir varlığın fiyat düşüşlerinde de kar elde edebilme imkanının mevcut olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle opsiyon sözleşmelerinde, varlık fiyatının düşeceğini düşünen yatırımcılar, vadeli fiyat ile spot fiyat arasındaki farktan faydalanarak alım ya da satım opsiyonu sözleşmelerinde kısa pozisyon alabilmektedir.
Forex piyasası yatırımcısı için ise satış işleminin anlamı yukarıda söz ettiğimiz pozisyonlardan daha farklı bir noktada yer almaktadır. Forex piyasasında, çift yönlü işlem özelliği ile bir finansal aracın değer değişikliğinde hem alış hem de satış işlemleri ile mevcut piyasa fiyatından, o anda pozisyon alabilmektedir. Çok basit bir örnek ile anlatırsak, altın fiyatlarında bir düşüş beklentisi olan yatırımcı, bu analizini kazanca çevirebilmek için elinde altın olmasına gerek kalmadan “Sell” (Satış) yönünde emir verebilir ve fiyat düştükçe kazanç sağlayabilir. Söz konusu bu avantaj sayesinde, kar sağlayabilmek için fiyatın düşmesini bekleyerek, alım pozisyonları yakalamaya çalışmak yerine, düşerken de işlem yapabilme ayrıcalığına erişilmekte. Varlığın piyasa fiyatı, analiz doğrultusunda satış emri verilen fiyatın daha altına inmeye başladıkça yatırımcılar kar sağlayabilir.
Çift yönlü piyasa avantajını pariteler üzerinde de inceleyecek olursak, örneğin EUR/USD paritesinde sell yönlü emir veren bir yatırımcının, doların, Euro karşısında değer kazanacağını fiyatlamak isteyerek işlem yaptığını ifade edebilir. Değer kazancağı düşünülen para birimi lehine ya da değer kaybedeceği düşünülen para birimi aleyhine pozisyon alınarak kar sağlanırken, paritenin düşüşünde veya yükselişinde fırsatlar oluşmaktadır. Yine bu noktada bir örnek verelim. Doların diğer para birimleri karşısında yükseliş göstereceğini tahmin ettiğini düşünelim. Böyle bir durumda GBP/USD çiftinde düşüşler görülecek iken, USD/CHF paritesinde yükseliş gerçekleşmesi beklenecektir. Bu görünümde piyasa katılımcısı dolar yönlü pozisyon alırken, GBP/USD sell, USD/CHF ise buy emri ile bu analizini değerlendirme imkanı sağlar.
Örnekte de görüldüğü gibi yatırımcı herhangi bir şirketin hissesini ya da türev araçlardaki gibi bir kontratı satın almadan, para birimlerinin arasında geçiş yaparak, sell emri ile arzu ettiği bir fiyattan, anında düşüşlerden de fayda sağlayabilir.
Bununla birlikte, forex piyasasındaki çift yönlü işlem özelliğinin, diğer piyasalar ile kıyaslandığında yatırımcısına daha fazla kolaylık ve avantaj sağlandığı görülmekte. Dünya’da ve Türkiye’de sahip olduğu devasa işlem hacmi giderek artarken, her gün yeni yatırımcıların katıldığı forex piyasası, yatırımcıların öncelikli tercihi olmaya devam etmektedir..